10 Aralık 2014 Çarşamba

Masa ve Sandalye Tarihi

Masanın Tarihi

Bilinen ilk masalar Mısırlılar tarafından imali edilmiş ve kullanılmıştır. Eşyaları yerden yüksekte tutmak amaçlı olarak metal veya taş satıhlardan yapılmışlardır.
Yunanlılar ve Romalılar masayı özellikle yemek yemek için kullanmışlardır. Yunanlıların masaları kullanım sonrasında yatakların altına sürüyor olmaları ilginçtir. Sehpa havasında, bronz veya gümüş karışımlı, mermer, tahta ya da metal masalar geliştirmişlerdir. Daha sonraki zamanlarda, ayrı parçalardan oluşmuş daha büyük dikdörtgen ve yuvarlak masalar Romalılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır.

Doğu Roma İmparatorluğu zamanında, masalar genelde metal ya da ahşaptan imal edilirdi ve dört ayağı X şeklinde iplerle tutturulurdu. Yemek masaları daha geniş ve yuvarlaktı. Batı Avrupa'da yoğun savaşlar ve işgaller bilgi kaybına yol açmış ve hızlı yer değiştirme zorunluluğunda kalan toplumlarda masalar daha çok derme çatma bir hal almıştır.
Ahşap işçiliği küçük yuvarlak masalar, 15.yüzyıldan itibaren günlük yaşama girmişlerdir. Gotik dönemde, sandık kullanımı yaygınlaşmış ve bu eşya çoğunlukla masa olarak da kullanılmıştır.
 Yemek masaları ise ilk kez 16.yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır.
Yerde oturmaya ve yemeğe alışık Türk toplumunda ise masa kullanımın ilk kez 19.yüzyıla denk gelmektedir.

Sandalyenin Tarihi

Sandalye, yüz yıllar hatta bin yıllar boyunca sıradan kullanım eşyası olmaktan çok bir itibar ve statü göstergesi olarak kullanıldı. Günümüzde de sandalye sahibi olmak bir otorite sembolüdür. Batı kaynaklarında “chairman” başkan ya da reis gibi anlamlara gelmektedir. Komitelerin, yönetim kurullarının ve akademik bölümlerin hepsi “chairman” ünvanına” sahip kişiler tarafından yönetilmektedir.
Akademik anlamda uzmanlık alanları da latince çevirisi olan kürsü kelimesi ile karşılanır. Sandalye 16. yüzyıla kadar herhangi bir yerde yaygın olarak kullanılmamıştır. Eski zamanlardan günümüze ulaşabilen sandalye sayısı da çok azdır. Antik çağlardaki sandalyelere ait bilgilerimiz ise tamamen anıtlar, heykeller ve resimlerden edinilmiş bilgilerdir. Az sayıdaki örnekler de İngilterede British Museum’da, Kahire’de Mısır Müzesinde bulunmaktadır.

Eski Mısır’da sandalyeler büyük bir zenginlik ve ihtişam göstergesiydi. Abanoz ve fildişi ya da altın yaldızlı ve ahşap oyma tarzında yapılır, pahalı malzemeler ve güzel desenlerle kaplanır, hayvan figürlerinin olduğu ayaklarla desteklenirdi.

Çin’de ise Tang hanedanı (MS 618-907) zamanında Çinli seçkinler arasında yüksek koltuk şeklinde görülmeye başlandıktan sonra toplumun tüm seviyelerine yayıldı. 12. yüzyılda diğer asya ülkelerinde yaygın olmasına karşın Çin’de zemin üstünde oturulmaz, evlerin büyük kısmında tabure kullanılırdı.
Avrupa’da rönesans ile gelen değişimle birlikte sandalye bir ayrıcalık olmaktan çıkarak herkesin satın alabileceği ve evinde kullanabileceği bir eşya haline geldi. Günlük kullanım alanına girdikten sonra sandalyeler zamanın modasını yansıtacak şekilde bir kaç yılda bir değişime uğramaktadır. 20. yüzyılda ise üretimde teknolojinin kullanımı artarak katlanabilir, metal ayaklı, plastik kalıplı ve ergonomik sandalyeler ortaya çıktı. 

1960′ların modern hareketi yeni sandalye formları ortaya çıkardı. Kelebek sandalye, fasulye çuvalı ve yumurta şeklinde sandalyeler bunlara örnek olarak verilebilir. Teknolojideki ilerlemelerle birlikte kontrplak ve ahşap laminat sandalyeler ayrıca deri ve polimer’den yapılan sandalyeler üretilmeye başlandı. Mekanik teknoloji ise özellikle işyeri ve ofis ortamlarında kullanılabilecek ayarlanabilir sandalyeleri ortaya çıkardı. Sandalyelerin içerisine motor eklenerek masaj koltukları üretildi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder